29 Kasım 2015 Pazar

Türkiye üretimi Karniyol F1

Selamlar,
Kasım ayı bitmek üzere.
-Hava Durumu: Kasım ayının ilk 2 haftası ılık geçti. İlk kar 22 Kasımda yağdı.

-Arıların Durumu: Geçen senelerdeki Kasım aylarına göre daha uzun yavru dönemi oldu, dolayısı ile Varoa nüfusu artmış olmalı.

-Yapılması gerekenler: Bir kaç hafta sonra Oksalik asit ile Varoa mücadelesi yapılmalı.

Nihayet kış tam anlamı ile geldi ve hava sıcaklığı geceleri eksiyi bulmaya başladı. İlk buzlanmadan takriben 21 gün sonra kolonilerde yavru kalmaz. Yavrusuz dönemde Oksalik asit ile arı zararlısı Varoaya karşı son ve en etkili müdahalemizi yapmış oluyoruz. 

Damızlık testindeki kolonilerime bir dahaki Oksalik asit mücadelesine kadar (Aralık 2016) müdahale yapamayacağım. 18 aylık dönemi sönmeden atlatan kolonilerin erkekleri, bir sene sonraki teste sokulacak Damızlık adaylarını tohumlamada kullanılacak. İstediğimiz özellikleri, eğer kendi ana hattımızdan memnun isek, baba tarafı ile arılarımıza aktarmaya çalışıyoruz. Fenotipleri oturtmak oldukça kolay. Arının rengi, dil uzunluğu, kıl uzunluğu vs. gibi fiziki özellikleri sadece 1-2 çiftleştirme ile halledebiliyoruz.  Bizim için asıl önemli olan arının verimliliği, yani genotipte ne kadar baskın olduğudur. Bazı işportacılar hala renk ile uğraşıyorlar. Mesela üzerinde çalıştığımız ıslah kriterlerinden bir tanesi arının ekim sonundan itibaren yavru faaliyetini durdurması. Bu Varoa mücadelesi için gerekli, aynı zamanda kış tüketiminide asgariye indirmeye çalışıyoruz. Önümüzdeki 2-3 yıl daha çalışmalarımız bu yönde olacak. Arılarımın bir çoğu yavruyu kestiler. Efraim Korkut Bey diğer arıcı arkadaşlar gibi yavru göremeyince biraz tedirgin olmuş. Demek ki calışmalarımız daha ilk senesinde başarılı oldu. 
Arının sakinliği, petekte duruşu ve bal verimliliği zaten çok iyi

En önem verdiğimiz konu ise hastalıklara direnç. Bunun içinde arının hijyen özelliğini en üst seviyeye çıkarmaya çalışıyoruz. 
Geçtiğimiz yıllarda bilhassa kireç hastalığından şikayetçi çok arıcımız vardı. Kriterlerimizden bir taneside kireç hastalığı. Soyunda kireç olan damızlıkları üretimde kullanmıyoruz. Üyesi olduğum AGT'nin şartları bu! 
Halıdere'den Şenol Ergün Bey geçenlerde laktik asit uygulamış. Arıların sakinliği için tebrik mesajı atmış. Kendisine sakinliğin benimle alakası olmadığını, Karniyolun zaten özünde sakin bir arı Irkı olduğunu söyledim.

Gelecek sene üretim tamamen kendi kontrolüm altında olacağı için, çıtayı biraz daha yükseltip, ince eleyip sık dokunacak. 
Saf Karniyolunu alan Aksoy Arıcılık
Böyle gençlerin arıcılığa meraklı olmaları güzel. Ne mutlu bu gençleri yetiştiren anne-babaya. İlaçlık kestane balı, arı sütü ve polen bulunur. Polen bitmiş, seneye sözünü aldım

İşlerim ve Almanya'daki hedeflerim dolayısı ile her siparişe yetişmem mümkün değil. Benim kullandığım hatlardan F1lere ulaşabileceğiniz bir kaç arkadaşın telefon numarası. Bu arkadaşlar amatör arıcı olup, ürettikleri anaları kendileri için üretir gibi üretiyorlar. 
Bursa'dan Mehmet Ali Hatipoğlu 0535399 59 32

Kendisinde Suni Tohumlama AGT hattım var. Hastalıklara çok dirençli ve çok sakin
Damızlık sıkıntısı yok ve olmayacakta.
Hatipoğlu üretimi F1
Geçenlerde Kocaeli'nden hırçın arılardan şikayetçi Arıcılar, tavsiyem üzerine ziyaretine gitmişler. Bu sene kendilerine yakın yerden 300TL verip 6 adet F1(!) almışlar. Sonuç hüsran... Sağolsun Mehmet Ali yardımcı olmuş. Kiminin parası kiminin duası...
''Maskesiz açma, en azından körüksüz koloni açma'' diye diye sonunda körük yakmaya başlattım kendisini. Bu yıl Hatipoğlu'ndan F1 alanlar oldukça memnun. 

Bir diğer ana üreticisi ise Erzurum'dan
Erdinç Aksu 0537959 26 75

Üretime erken başlamak icin Aydın'a gidiyor. Sonra üretime Erzurumda devam ediyorlar. Kendisi gibi Erzurumlu olan Fahri Nohutcu ile ortak çalışıyor. Her ikiside dürüst ve temiz arkadaşlar. Bu işi profesyonel şekilde yapmalarına rağmen, amatör ruhlarından bir şey kaybetmemişler. Müşteri memnuniyetine çok önem veriyorlar. En önemlisi hak hukuk biliyorlar. 
Gelecek yayınlarda yaptıkları işe güvendiğim diğer arkadaşların bilgilerinide vereceğim. 

Dönelim kendi arılarımıza...
Kolonilerde 2 derecede ana kontrolü yaptım. Tabiki çerçeve çekerek değil! Kovanlara dışarıdan kulağımızı dayayıp elimizle vurunca, arılarda bir uğuldama başlıyor. Bu uğuldama kısa sürerse (10-15 saniye) her şey yolunda demektir. Eğer uğultu kesilmeyip 20 saniye üzeri devam ediyorsa kovanı açıp bakmak gerekir. Nitekim ana ölmüş. Hemen bir çiftleşme Kutusunu arılarıyla beraber bu koloninin üzerine koydum.
Üzerine boş bir kat, ve tamamdır 

Bu ana arıyı Betül ve Talha tohumlamışlardı
Gerekli ayarları ben yapmıştım fakat mikroskop tek kişilik maalesef.  Bu yıl Profesör Schleyden 2400€ olan çift kişilik mikroskobu almayı düşünüyorum. 

Ana arının döl kesesi sperm dolu
Spermi bitmiş değil. Tohumlamada hasar görmüş diyeceğim ama o durumda zaten 3-5 günden fazla yaşamazdı. Neyse seneye daha başarılı olup, videoya çekilecekler:)


8 Kasım 2015 Pazar

Damızlık Karniyol Üretimi

Selamlar,
Sonbaharın gelmesi ile beraber, arıcılık seminerleri, kurslar ve toplantılar başladı. Bazı toplantılar yakındaki bir enstitüde veya Arıcılar Birliğinde olurken, bazılarına katılmak için 800km yol gitmek gerekiyor. Bu haftasonu katıldığım toplantı gene oldukça uzaktaydı. 
Toplantıya katılanlar kendi eyaletlerindeki damızlık üreticilerinden sorumlu Başkanlardı. 

Katılımcılara göre yaşımın genç olması ve Prof. Schleyin suni tohumlama kursunu vermem sayesinde davetliler arasında yerimizi aldık:)
AGT Başkanı Tiesler

Damızlık üretimi konusunda Dünyada üzerine tanımam dediğim ''Beebreed'' programının yazılımcıları ile tanışma fırsatı buldum. Bir kez daha anladım ki: Bal arısında pedigre tutmak ve üretilen anaların testlere tabi tutulması, bu işin en önemli noktası. Bu konuyu daha önceki blog yayınlarımda işlemiştim, arıcılarımızın beynine kazınana kadar da işlemeye devam edeceğim. 

Türkiye'de maalesef bilhassa Karniyol konusunda çok fazla bilgi kirliliği var. Ne yazık ki bu bilgi kirliliği ticari çıkarlar sağlayabilmek adına, bilgisiz kişilerce bilinçli olarak oluşturulmuş. Anlaşılan o ki, Almanya'da arıcılık konusunu bahar aylarının gelmesi ile beraber, hem yazılı hemde görsel olarak en şeffaf şekilde paylaşmamız gerekecek.  Konumuza geri dönelim...

Beebreedin beyni diyebileceğim Dr. Bienefeld 
HER SAF ANA DAMIZLIK DEĞİLDİR!
1970li yıllarda senede 1000 civarı testlere tabi tutulan Saf ana arıların verileri sisteme işlenirken, günümüzde bu rakam 5-7bin arasına ulaşmış bulunmaktadır. Test edilen bu anaların, Gen aktarımları program sayesinde hesaplanıp, sadece iyi huylarını bir sonraki nesilin büyük bir kısmına aktarabilenler ''A LİSANSI'' alıp Saf ana üretimi için kullanılmakta. Bu anadan daha üstün olanı ise ''AV LİSANSLI'' ana olup, sadece AGT üyeleri tarafından üretilebilmekte. Teste tabi tutulan binlerce ana arasından, senelere göre 40 ila 80 arası ana arı bu lisansı alabilmekte. SAF ANADAN ÜRETİLEN HER ANA AYNI ÇIKSA İDİ, ÜRETİLEN HER SAF ANANIN A LİSANSI ALMASI GEREKİRDİ! 
AV lisanslı 94 numaralı Damızlık Ana arı 
AV LİSANSI 


Bu sistemde her şeyi takip edip, en verimli hatları bulup çaprazlamalar yapmak mümkün. Bizim Damızlık üreticisi olarak görevimiz en verimli ve gen aktarımı en yüksek arıları bulup üretim yapmak. Bunun yanında Seleksiyon ile önem verilen özellikleri sabitlemek ve daha iyi duruma getirmek. 
1970den 2013e kadar ortalama değerlerin ne kadar yükseldiğini gösteren bir tablo

Azim başarıya giden yolun yarısı... Önümüzdeki senelerde hedefim Almanya genelinde çıkan 40-80 arası lisanslı ana arının, en az 5 tanesini benim hattımdan çıkartmak. Gelecek sene Damızlık testine Kirchhain Enstitüsü 40 ana verecek iken, ben tek başıma 30 ana vereceğim. Bize de bu yakışır;) 

Toplantının düzenlendiği mekan, 3500 talebesi olan bir enstitü

Çok geniş bir alan üzerine kurulmuş olan bu enstitüde tarım ve hayvancılık konusunda calışma yapıyorlar. Okulun kuruluş tarihi beni oldukça şaşırttı, 1698
Meslek Lisesi diye tabir edecebileceğimiz bu okullar Milli Eğitim Bakanlığına değil, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı.
En ilginç bulduğum sunum, 1926 senesinden kalma Damızlık bir Koç'un kimlik kartı idi. Bu Koç'un bütün kızlarının süt verimleri karta işlenmiş. Adamlarda her şey sistemli... 
Geçtiğimiz yıl Hohen Neuendorf enstitüsü DNA testi için teste sokulmuş ana arı istemişti. Katılım az olmuş. Kanattan DNA testi yeterli gelmediği için çözüm aranmış.


Ana arının çıktığı memeden DNA alınabiliyor, fakat karışıklık olabileceği için erkek yumurtası veya 24 saatlik erkek larvasında karar kılınmış. Böylelikle verimli DNAları taşıyan arılar bulunup buna göre suni tohumlama yapacağız. İlk 3 sene ücretsiz olarak bu çalışmalardan faydalanabileceğim. 

Bizde ise ana arının kartı olması, yani anası babası belli olması yeterli görülüyor. Anasının babasının belli olması sadece saflığını ifade eder, o da bir karışıklık olmadı ise. Ebeveynlerin ve diğer akrabaların verilerini bilmeden çaprazlama yapmak poker oynamaktan farklı değildir. Bu sisteme geçmek şart. Bir çok ülke bunu farketmiş, önümüzdeki yıl Yunanistan, Makedonya, Sırbistan, Slovenya, Romanya, Danimarka, Fransa, İspanya, Polonya, Rusya, Hırvatistan, İsveç, Portekiz sisteme dahil olacaklar. Sistemde Karniyol ve İtalyan Irkı vardı, ek olarak Melifera Cypria, Macedonica, İberiensis, Cecropia ve Buckfast ırkları eklenecek. 

Bantin Enstitüsünün sorumlusu ile girdiğim tartışmayı şimdilik burada paylaşmayacağım. Avrupa Birliği ülkeleri haricine ana göndermeye sıcak bakmıyorlar. Polonya için B izolede çiftleşme ana üretecektim. Tartışma üzerine yarın ilk işim o siparişleri iptal etmek olacak. B izole üretim ana (80€) isteyenler yeniden sipariş verebilirler. Artık toplantılarda kendi fikrimizi açıkça söyleyebilecek konuma geldik. Kendimizi kabul ettirdik. 

Almanya'da AGT her sene suni tohumlama için bir enstitü veya üniversite belirliyor. 3 gün boyunca daha önceden hazırlanan erkeklerle, getirilen analar tohumlanıyor. Bu işi Almanya'da Winkler yapıyor. İsviçre'de bu sistemle suni tohumlama yapmam için teklif geldi. Bir an önce gerekli yatırımları yapıp, sistemimi oturtmam lazım ki, bazı şeylere karar verebileyim. 
2017 Apimondia malum İstanbul'da, 50 kişilik bir grupla gelmeyi planlıyorlar, tercüman olmam için ricada bulundular. Haydi hayırlısı:)

Güneş'in açması ile beraber, yol yorgunu olmama rağmen arılığa gidip kovanları kurcaladım

Arı nüfusu normal

Kışı çıkardıktan sonra bahar balı alabilmek için şu zamanda 5bin arı yeterli, tam sınırda olan bir koloni

F1 ana arı 

Çiftleşme kutuları için kışlamaya hazır bir mini koloni 

Kemerleri yerinde, stok arkaya doğru yapılmış, yavru ön tarafta, kış düzenini kurmuş 

Nüfusu gayet güzel 

Her yaşta (yumurta, açık ve kapalı) yavru mevcut

Bu mini kolonilere varoa mücadelesi yapılmadı, arılarımın Varoaya karşı diğer arılardan daha dirençli olduğu kanısındayım. Koloni kaybı yaşayanlar Landrasse dediğimiz ekotip arı ile çalışanlar. Gene bilinenin aksine Almanya'da yaygın bir şekilde Karniyol veya Buckfast F1 kullanılmıyor. Arıcıların  %72si kendi arısından üretiyor. Tipik Karniyol görünümlü bu arılar, kıl uzunluğu, kanat indeksi vs. gibi işlemlerle ayırt edilebiliyor. İleriki yayınlarda bu konuyu da paylaşırız:)

Normalde haziran sonu açan Boretsch kasım ayında açtı. Arılar tadını çıkartıyorlar